Yüce Allah’ın bütün insanlara son Peygamberi olan Hazret-i Muhammed Sallallahu aleyhi ve selem Efendimiz, Arabistan’da Mekke-i Mükerreme şehrinde milâdın beş yüz yetmiş birinci yılında dünyayı şereflendirmişlerdir.
İslâm’ın ilk yayıldığı yer Arabistan’dır. Buraya Ceziretü’l Arab (Arab yarımadası)’da denir. Burası Asya Kıt’asının güney batısında büyük bir yarımadadır. Hicaz, Yemen, Umman, Hadremut, Necd bölgelerine ayrılır. İşte Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere şehirleri, bu araziden olan Hicaz bölgesindedir.
Arabistan’da oturanlar, öteden beri Arab kabileleridir. Bunlar şu dört kısma ayrılmıştır:
1- Arab-ı Baide: Bunlar Arabistan’ın en eski halkıdır. Ad ve Semud kavimleri bunlardandır. Bunların tarihleri bilinmemektedir. Onlar sönüp gitmişlerdir.
2- Arab-ı Aribe (Mütearribe): Bunlar, Yemen’de hükümet kurmuş olan Kahtan’a mensubdurlar. Kahtan’m asıl dili, Süryanî idi. Bunların evlâdı, Arab-ı Baide’ye karıştığından, bu Arab-ı Aribe türemiş ve Arabça konuşmaya başlamışlardır. Cürhüm kabilesi bunlardandı. Bu arabların da nesilleri kesilip gitmişlerdir.
3- Arab-ı Müstaribe: Bunlar, İsmail Aleyhisselam’a mensupturlar. Hazret-i İsmail’in evladı, Arab-ı Aribe arasına karışmış olduğundan, bu Arab-ı Müsta’ribe meydana gelmiştir. Hazret-i İsmail’in asıl dili, İbranî iken, Cürhüm kabilesi arasında yaşamakla Arabça konuşmuş ve bu dili evlâdına iletmiştir.
Arab-ı Müstaribe, birçok kabilelere ayrılmıştır. Peygamberimizin zamanında Arabistan halkı da bu Arab-ı Müstarebeden ibaretti. Bu kabilelerin en seçkini Kureyş kabilesidir.
4- Arab-ı Müsta’cime: Bunlar, İslâmiyet’in ortaya çıkışından sonra, İslâmiyeti kabul edip Arablaşmış olan kavimlerdir. Suriye, Irak, Mısır ve Mağrib halkı bunlardandır. Bunlar da kendi dillerini bırakarak Arabça konuşmaya başlamışlardır.