Lügatte veli, “muhabbet eden, yardım eden dost, dostluk eden, emri yerine getiren, Allah Celle Celaluhü Hazretlerine itaat eden” anlamlarına gelir. Çoğulu da “Evliya (dostlar)”dır.
Velinin lügat manasından anlaşıldığına göre, velinin hem kula ve hem Allah Celle Celaluhü Hazretlerine izafe edildiği sabittir. Veli ve hakiki yardımcı, kulun dostu Allah Celle Celaluhü Hazretleridir. Yani veli, yardımcı, terbiye edici ve koruyucu manaları itibariyle Cenabı Hakk Celle Celaluhü hazretlerine sevgi muhabbet eden ve itaat eden manaları cihetinden de kula izafe edilir. Bu gerçek Cenabı Hakk Celle Celaluhü hazretlerine izafe cihetiyle Bakara Suresi 257’nci ayetinde şöyle beyan edilmiştir: “Allah iman edenlerin yardımcısıdır. Küfredenlerin evliyaları da şeytandır. O da (şeytan) onları nurdan (imandan ayırıp) karanlıklara (küfür yollarına) çıkarır Onlar cehennemin yaranıdırlar.” Maide Suresi 55 ve 56’ncı Ayet-i Kerimelerinde Allah Celle Celaluhü hazretleri şöyle buyuruyor: “Sizin Veliniz ve yardımcınız ancak Allah’la O’nun Peygamberidir. Bir de İman edenlerdir ki, onlar Allah’ın emirlerine boyun eğerek namaza devam ederler ve zekât verirler. Kim Allah’ı, Peygamberini ve müminleri yâr edinir, yardımda bulunursa, şüphesiz ki üstün gelecek olanlar, Allah taraftarlarıdır.”
Bu Ayet-i Kerimelerde beyan edildiği üzere, mümin olan kimselerin yardımcısı ve hakiki dostu Yüce Allah Celle Celaluhü Hazretleri ve O’nun Peygamberi ve Hak Teala Hazretlerine gerçekten inanan müminlerdir. Binaenaleyh, Hak yolcusu mü’min ve Müslüman, her halükarda O’na güvenir, O’ndan yardım bekler ve O’nun merhametine sığınır. Veya O’nun Hak Peygamberi, bilhassa sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz’i ve Hak Teala Hazretlerinin Halis kulları, Ulema ve Evliyalarını vesile ederek Cenabı Hakk Celle Celaluhü hazretlerine iltica etmelidir. Aksi takdirde Hakiki dost ve veli olan zatı muhteremleri (Evliyaları) ve Allah Celle Celaluhü Hazretlerini bırakıp, kullarından yardım beklemek veya Hak Teala Hazretlerini unutup, Allah Celle Celaluhü Hazretlerini unutan kişilere sığınmak insanı küfre sürükler ve şirk olur.
Yüce Allah Celle Celaluhü Hazretlerine yaklaşmaya vesile aramaya bakalım. Şayet Ayet-i Kerime’lere kulak vermeyip inkâr eder ve inanmazsak, din ve imandan yoksun kalır ve dünyadan ebediyete gidince tekrar dünyaya geri dönmeye çalışırız da ama artık o beka âleminden dünyaya dönüş yoktur. Bu hususta Yüce Allah Celle Celaluhü hazretleri Nebe suresi 40’ıncı ayetinde ne güzel buyuruyor: “Çünkü biz, size (ahirette olacak) yakın bir azabı haber verdik. O gün kişi ellerinin kazanıp ahirete gönderdiği amellere bakacak ve kâfir şöyle diyecektir; Ah ne olurdu, ben bir toprak olaydım.”Casiye suresi 19’uncu ayetinde Kendisine yardımcı olacağı kimseyi tarifle şöyle buyuruyor: “Muhakkak ki zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah ise, takva sahihlerinin yardımcısı ve dostudur.”
Yüce Allah Celle Celaluhü Hazretleri sevdiği kullarına ilham verip veli kulları vasıtasıyla zatını tanıtır ve o kullarına veli ve Mürşid-i Kamilleri vasıtasıyla Hırka giydirir ve kullarına irşada memur gönderiyor. Yüce Allah Celle Celaluhü Hazretleri Saf suresi 14’üncü ayetinde şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Allah’ın dininin yardımcıları olunuz. Nitekim Meryem’in oğlu İsa, havarilere: ‘Allah’ın zaferine kavuşmak için benim yardımcılarını kim?’ demişti. Havariler (İsa’ya bağlı seçkinler) de şöyle cevap verdiler; ‘Biziz Allah’ın yardımcıları…”
Abdulgani Nablusi Rahmetullahi aleyh, Velinin kerameti hakkında şöyle diyor: “Velilerin kerameti Kur’an-ı Kerim Ayetleriyle sabittir ve bu keramet diri olan Velilerde olduğu gibi ölmüş olan velilerde de olur. Zira Peygamberin ölümü ile Peygamberlik ondan soyulmadığı (kaldırılmadığı) gibi, veli olan kimse de imanı ölmesiyle velilik ondan soyulmaz. (Velilik soyulmayınca da keramette görülebilir.)”1
Elmalılı Şerhi’nde velinin tarifi şöyle yapılmıştır: “Zatı ilahi ve sıfatı ilahilerden bilinmesi mümkün olan (sıfatı zatiye, sıfatı sebiyeler ve emsali sıfatlardan bilinmesi zaruri ve mümkün olan) miktarı ile Allah Celle Celaluhü Hazretlerini bilen, ibadetlere devam eden, kötülük ve masiyetlerden kaçınan, nefsanî arzulardan, şehvetler ve lezzetlerden yüz çeviren, dünyaya arkasını dönen ve ahirete teveccüh ve ikbal edendir. Cenabı Hakk Celle Celaluhü hazretlerini gönlü ve dili ile zikretmeye her vakitlerde daima devam eden kimsedir.”2
Böyle bahtiyar veli kullarını Cenabı Hak Celle ve Ala Hazretleri Enfal suresi 34’üncü ayetinde şöyle beyan ediyor: “O (hizmete ve sevgiye) takvaya erenlerden başkaları, Allah’ın dostları (velileri) değildir. (Ancak muttaki olanlar Allah’ın dost ve velileridirler).”
Evliyalar kalbi süsleyici bütün güzel huyları öğrenirler ve azalarında o güzel huyların semereleri görülür, Evliyalar, iman, ihlâs, takva, ahde vefa, istikamet, edep ve hayâ, tevazu, tevekkül, mücahede, hüsnü zan, Muhabbetullah, Zikrullah, tefekkür, sabır ve şükür gibi güzel hasletleri tam manası ile bilirler ve bu güzel huylarla kalplerini süslerler. Etraflarına da bu güzel huylardan feyz ve nurlar fışkırır gibi tezahürler ve faziletler yayarlar. Yalnız evliya izamdaki bu hasletleri ancak talib olan ve manevi ölülükten kurtulan, manevi körlükten, sağırlıktan kurtulan, Allah Celle Celaluhü Hazretlerini ve Resul-ü Ekrem Sallallahu aleyhi vesellem efendimizi Murad edip Evliyaya Mürid olup Evliya kapısında hizmet edenler muradına ererler.
Talib ancak bu suretle gerçek manada Evliyaya teslim olursa Yüce Allah Celle Celaluhü Hazretlerine vasıl olabilir.