SORU: Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimize veya Cenabı Hakk Celle Celaluhü Hazretleri’nin veli kullarından birine rabıta yapılırken, bu rabıta ve tahayyül onların şahıslarına, şemail-i şerife ve bedeni suretlerine mi yapılacak? Yoksa yüce ruhaniyetlerine mi yönelik olacak?
CEVAP: Her ikisi de caizdir. Eğer rabıta eden kimse, onların şemail ve suretlerini hayalinde tutabiliyor, onların tavır ve kıyafetlerini zihninde muhafaza edebiliyorsa bedeni yapılarına, aksi halde yalnızca ruhaniyetlerine yönelerek rabıta yapması yeterlidir. Her ikisinde de asıl olan, müridin davranışlarında kendinden çok iyi olan birini benimsemesi ve ona benzemeye çalışmasıdır. Kalbi Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimize büyük bir sevgi ile bağlandıktan sonra, bedeni yapısını ve suretini imkânlar ölçüsünde karşımızdaymış gibi tahayyül etmek kâfidir. Böyle bir irtibat ve manevi alaka, Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ile mürid arasında ruhani bir yakınlık meydana getirir. Böylece manen kabiliyeti olan salikin hali ve makamı yükselir. Öyle ki, Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ’in ruhani yapısı, onun tavır ve davranışlarında tezahür etmeye başlar. Böylece rabıtadan arzulanan neticede elde edilmiş olur. Bunu yapabilme gücüne sahip olmayan bir mürid için, Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ’in manen ve ahlaken mirasçısı durumunda bulanan Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nde ve Resulûllah Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ’de fani olan bir mürşide intisabı gerekir ki şeyhi sohbetleri, söz ve davranışları vasıtasıyla Resulûllah Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ’de ve Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nde fani olmaya, kendi istek ve arzuları ile değil, Allah Celle Celaluhü hazretleri ve Resulü Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin emir ve yasakları istikametinde hareket etmeye yönelebilsin.
Eğer yaşayan bir mürşid bulma imkanı yoksa o taktirde, söz ve davranışlarını daha rahat anlayabileceği Abdûlkâdir Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, Şah-ı Nakş-bendi Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, Mevlana Celaleddin-i Rumi Kaddesallahu Sırruh Hazretleri gibi meşhur meşayihden birinin ruhaniyetine teveccüh etmelidir. Bunu öncelikle yapmak daha iyidir. Müridin vasıtasız olarak Resulûllah Sallallahu aleyhi vesellem Efendimize yönelmesi, tavır ve davranışlarına Sünneti-i Seniyesiyle yön vermesi de mümkündür.57
SORU: “Peygamberlerin ve Evliya-i Kiram’ın isimlerini, özelliklerini ve ahlaki davranışlarını hatırlayıp, anınız. Onların hayat hikâyelerini birbirinize sıkça anlatınız. Söz ve davranışlarınızda onlara uyunuz. Onların güzel hasletlerini kıyamete kadar aranızda yaşatınız şeklinde ayet ve hadislerde teşvik edici açık hükümler var mıdır?”
CEVAP: Vardır. Ve bunların hepside güzel ve en faziletli kulluk görevlerinden biridir. Nitekim Cenabı Hakk Celle Celaluhü Hazretleri: “Peygamberlerin haberlerinden onunla kalbini (tatmin ve) tespit edeceğimiz her çeşidini sana kıssa olarak anlatıyoruz. Bunda (bu sure ile) de sana ve müminlere bir öğüt ve muhtıra gelmiştir.” Hud. Suresi 120’nci Ayet-i Kerime’sinde buna işaret etmektedir. Aynı şekilde Sad Suresi45’inci ayetinde: “İbadette kuvvet, dinde basiret sahibi olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub’u da.”
Bu ayetlerde, Hazreti Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem ümmetinin dilinde sonsuza dek anılacak olan Peygamberlerin güzel hasletlerini ve onların şerefli hallerini hatırlamaya ve anmaya teşvik vardır. “At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.” atasözü de bu manayı doğrulamaktadır.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz: Her hangi bir şahsın şekil ve suretinin iki kaş ortasında, iki göz arasında, kalb gözlerinde veya hayal hazinesinde tasavvur edilerek canlandırılması mı, düşünce merkezinde saklanması mı gerektiği ihtilaflıdır. Böyle bir tahayyül aşırı sevgi, şiddetli kin ve düşmanlığın fazlalığından kaynaklanabilir. Bu sebeplerden birine bağlı olarak meydana gelen tasavvur, her insanda değişik şekilde tezahür edebilir.
Yine kalbine düşmanını getirdiğin ve onun suretini göz önünde canlandırdığın zaman boydan boya terler, ona karşı büyük bir kin ve hırs duymaya başlarsın. Kötü ve karanlık yöne olan rabıta nasıl olur, düşünün. İlahi feyiz ve bereketlerin kaynağı olan Enbiya ve Evliyaya rabıta etmenin şirk ve haram olduğuna hükmetmek konusunda nasıl Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nden korkmazsın? Allah Celle Celaluhü Hazretleri bize yeter ve O ne güzel, yardımcıdır.
1. İhya-u Ulumiddin
2. İbrahim Fasih Efendi’nin “Rabıta Risalesi”nden
3. Sahih-i Buhari (Müslim)
4. Sahih-i Buhari’nin dua bölümü
5. Avarifül-Maafir li’s-Sühreverdi
6. Molla Cami Hadimi Risalesi
7. Ruhul Beyan
8. Milli Gazete 18.07.1995 tarihli sayısındaki yazı dizisi
9. Müzekkin Nufus sayfa 542
10. Askalani el-metalibül aliyye 3/193
11. Milli Gazete 18.07.1995 tarihli sayısındaki yazı dizisi
12. Büyük Mutasavvıf Abdûlkâdir Geylânî Hayatı” Sayfa 43–44
13. Gaybın Dili sayfa 43–44
14. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 223
15. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 256
16. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 279
17. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 399
18. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 400
19. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 402
20. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 403
21. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 403
22. Allah’ı Niçin Anıyoruz sayfa 403
23. Cevherden Gerdanlıklar sayfa 330
24. Cevherden Gerdanlıklar sayfa 331
25. Müzekkin Nüfus sayfa 435
26. Fuyuzat-ı rabbani sayfa 15
27. Miftahul Kulub sayfa 29–30
28. Miftahul Kulub sayfa 64–65
29. Miftahul Kulub sayfa 69–70
30. Adab sayfa 190
31. Adab sayfa 224
32. Adab sayfa 217
33. Kıyamet ve Ahiret sayfa 289
34. Müzekkin Nüfus sayfa 424–426
35. Müzekkin Nüfus sayfa 540–542
36. Müzekkin Nüfus sayfa 412
37. Rabıta-ı Şerif sayfa 17–19
38. Kuddusi Divanı sayfa 493
39. Kuddusi Divanı sayfa 897
40. Kuddusi Divanı sayfa 925
41. Kuddusi Divanı sayfa 690
42. Veliler ve Tarikatlarda Usul sayfa 49–51
43. Tasavvufi Ahlâk sayfa 259
44. Tasavvufi Ahlâk sayfa 272
45. Tasavvufi Ahlâk sayfa273
46. Mektubat -208’inci Mektup
47. Mektubat -220’nci Mektup
48. Mektubat -224’üncü Mektup
49. El-İbriz Sayfa 110–111
50. El-İbriz Sayfa 230–231
51. El-İbriz Sayfa 219
52. Allahı Niçin Anıyoruz? Sayfa 168–169
53. İhsan Yolları sayfa 51
54. Miftah’ül Arifin sayfa 34–39–45–57–47
55. Hacı Ömer Hüdai Baba Kaddesallahu sırruh hazretlerinin torunu ile yapılan mülakattan alınmıştır.(2000 yılı)
56. Müritleri ile yapılan Mülakatlardan hazırlanmıştır.(2004–2007 yılları arasında)
57. İbrahim Fasih Efendi’nin “Rabıta Risalesi”nden