Resulûllah Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Lezzetleri kesip atan ölümü çokça zikrediniz.”4
Yani, ölümü zikrederek dünya zevklerini kendinize acılaştırın ki, ona olan bağlılığınız kopsun ve bu vesileyle de Allah’a yönelebilesiniz. Resul-i Ekrem Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz bir hadis-i şeriflerinde,
“Eğer insanların ölüm hakkındaki bildiklerini hayvanlar bilselerdi, (korkudan erirlerdi de) onlardan besili bir et yiyemezdiniz”5 buyurmuşlardır.
Hazreti Âişe Radıyallahu anh hazretleri Hazreti Resulûllah’a, “Ey Allah’ın Resulü, şehitlerle beraber hasredilecek biri var mıdır?” diye sorduğunda Resûlullah Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz,”Evet, bir gün ve gecede yirmi defa ölümü anan kimse şehitlerle beraber haşredilecektir”6 buyurmuşlardır.
Ölümü anmanın bu kadar faziletli olmasının nedeni, insanı bu aldatıcı dünyadan uzaklaştırması ve âhiret için hazırlık yapmaya teşvik etmesidir. Ölümden gafil kalmak ise insanın dünyanın şehvetlerine dalmasına sebep olur. Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz buyururlar ki: “Ölüm müminin hediyesidir.”7
Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem efendimizin böyle söylemesinin sebebi şudur: Bu dünya müminin zindanıdır; çünkü orada daima bir sıkıntı içerisinde olur. O, nefsine karşı mücahede, dünyanın zevklerine karşı bir riyazet ve şeytanın hilelerine karşı daima bir savunmanın içerisindedir. Ölüm, onun bu işkenceden kurtuluşudur. Dolayısıyla bu kurtuluş da kendisi için bir hediye olmuş olur.
Yine Resul-i Ekrem Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz bir hadis-i şeriflerinde, “Ölüm, her mümin için bir kefarettir” 8 buyurmuşlardır.
Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz bu sözleriyle şunu kastetmiştir: Gerçek Müslüman, samimi mümin; Müslümanların, onun elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir. Onda müminlerin güzel ahlâkları yerleşmiştir; o ufak tefek küçük günahların dışında büyük günahlarla kirlenmemiştir. İşte ölüm, kendisini o küçük günahlardan arındırır; farzları edâ etmiş ve büyük günahlardan sakınmış ise, ona kefaret olur (kötülüklerini temizler).
Atâ-i Horasânî Rahmetullahi aleyh hazretleri anlatıyor: Resûlüllah içinden kahkahaların yükseldiği bir meclise uğradı ve “Meclisinizi zevkleri bulandıran şeyle karıştırınız” buyurdu. Oradakiler, “Ey Allah’ın Resulü, nedir o zevkleri bulandıran şey?” diye sordular. Resûlüllah Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz, “Ölümdür” cevabını verdi.9
Enes bin Malik Radıyallahu anh hazretlerinden rivayet edilen bir hadis-i şerifte Resûlullah Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz şöyle buyurmuştur: “Ölümü çokça anın; zira o, günahları temizler ve gönlü dünyadan uzaklaştırır.’10
Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz bir hadis-i şeriflerinde de, “Ayırıcı (dünyadan kopana) olarak ölüm yeter” Bir başka hadislerinde ise, “Bir nasihatçi olarak ölüm yeter” buyurmuştur.11
Bir gün Allah Resulü Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz mescide vardığında birtakım insanların konuşup gülüştüklerini duydu; onlara,
“Ölümü anın! Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah’a yemin olsun ki, şayet benim bildiklerimi sizler bilseydiniz, az güler çok ağlardınız” buyurdu.
Bir defasında, Allah Resulü’nün yanında bir adamın ismi anılınca oradakiler onu övmeye başladılar. Bunun üzerine Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz, “O arkadaşınız ölümü nasıl anardı?”diye sordu; oradakiler, “Biz onun ölümü andığını hiç işitmedik” dediler. Hazreti Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz, “O halde arkadaşınız sizin övdüğünüz gibi değilmiş” buyurdular.12
Abdullah bin Ömer Radıyallahu anh hazretleri anlatıyor: Resulûllah Sallallahu aleyhi vesellem efendimizin yanında on kişi bulunuyordu, en son ben gelmiştim. Ensardan bir zat, “Ey Allah’ın Resulü! İnsanların en akıllısı ve en şereflisi kimdir?” diye sordu. Resûlullah Sallallahu aleyhi vesellem efendimiz şu cevabı verdi:
İnsanların en akıllıları ölümü çokça anan, ona en fazla hazırlananlardır. İşte en akıllı olanlar onlardır. Onlar dünyada şeref kazanıp âhirete Allah ‘m ikramları ile giderler.”13