Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, Elazığ’ın Hazar gölü kenarındaki Kürk köyünde doğdu. O bölgede kendilerine Gafur oğulları denmektedir. Mübarek hayatlarının ilk zamanlan hakkında pek fazla bir bilgi yoktur. Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri ile nerede ve ne zaman tanıştıkları da pek bilinmiyor.
Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, kendi köyündeki gayrı menkulü satarak manen olduğu gibi zahiren de Şeyhine yakın olmak için Köğenk’e taşınmayı arzu eder. Bu talebi Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri tarafından da kabul edilir. Kendisine Köğenk’te bir parça da arazi satın alınır. Böylece oraya, şeyhinin daha yakınına yerleşir.
Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretlerinin sohbetine devam edip mümtaz halifelerinden olur. Uzun seneler şeyhinin yakın hizmetinde bulunur.
Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri fani dünyadan baki âleme teşrif buyurduktan sonra kendisinin manevî hal ve derecesine hiç kimse ulaşamayınca Kurbiyetu’l-Kübra makamı Yemen’de bulunan bir şeyh-i kâmile nasip olur. Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretlerinin halife ve müridanının eski neşe ve feyizli halleri kalmadı.
Bunun üzerine Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleri, Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerine Medine-i Münevvere’ye gidip Resulûllah Sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi ziyaret etmesini ve hizmetinde bulunmasını emir ve işaret eder. Bu manevî emir ve tavsiye üzerine Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri derhal Medine’ye gider. Orada yedi yıl kadar mücavir olarak kalır.
Bir gün Ravza-i mutahharaya vasıl olup Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimize:
— Bana ya şeyhimin makamını verin, ya da canımı alın, diye arz-ı meram ederek istirhamda bulunup şefaatlerine sığınır. Nihayet Cenabı Hakk Celle Celaluhü hazretlerinin lütuf ve keremi, Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin şefaat ve teveccühleri, Pirimiz Mahbubu-ı Subhanî Abdûlkâdir Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretlerinin ve silsile-i meşayıh-i kiram efendilerimizin himmet ve duaları bereketi ile Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretlerinin makam-ı âlileri Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerine ihsan edilir.
Bir müddet sonra Köğenk’e dönmesi manen İşaret olur.
Bunun Üzerine Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri Köğenk’e gelip Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerinin postuna oturup İrşad makamına geçti. Onun makam-ı İrşada oturmasını hoş karşılamayan diğer halifeler toplanıp onu makamından tard etmek, posttan kaldırmak İstediler:
– Hüdâî Baba’nın bir tek halifesi sen misin ki, gelip buraya oturdun. Bu hakkı nereden aldın; sen kendini ne zannediyorsun, gibi sözler sarf ettiler.
Ne kadar uğraştıysalar da muvaffak olamadılar.
Yine böyle bir zamanda Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleri gayet celalli bir halde onlara şöyle der:
– Kuvvetiniz ve kudretiniz varsa kaldırın beni buradan. Manevî kuvvetiniz varsa, işte ben hazırım, kesin. Sonra da diriltin, diriltebilirseniz. Şayet buna muktedir değilseniz, gelin, ben kesip sonra da dirilteyim!..
O esnada müridandan bazılarına Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerinin makamı malum oldu. Boyun eğip tasdik ettiler.
Bu hadiseden sonra bir daha da kimse gelip kendisini rahatsız etmedi. Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerinin müridânının cümlesi kabul edip rızalık gösterdiler.
Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri der ki:
Hacı Muhammed Baba (k.s.)Hazretlerinin evi
– Bir sebepten dolayı Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleriyle beraber bir yere gidiyorduk. Giderken birden durdu, bir tarlaya girdi. Bîr avuç arpa başağı alıp elinde iyice öğüttü. Sonra da “Ya Allah” deyip elindeki ekin kılçıklarını üfledi. Saman parçaları da uçup gözden kayboldular.
Kocatepe-Haymana Harbinin devam ettiği zamanlardı. Ertesi günkü gazetelerde, Kocatepe-Haymana’daki düşman askerlerinin gözlerine ekin kılçıklarının battığı, düşmanın heder olduğu yazılıydı.
Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri, Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerinin şöyle buyurduğunu naklediyor:
-Cenabı Hakk Celle Celaluhü Hazretleri ile aramda bulunan yetmiş üç bin perdenin yetmiş iki binini Bi-iznillahi Teala kaldırdım. Birisinin de ibiklerini topladım.”
Bazen Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretlerine sıtmaya müptela olan hastaları getirirler, şifa bulması için Hazreti Allah’a dua etmesini isterlerdi. Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri de gelen adamlara; Saçının dalından bir kıl koparıp verir, onlarda suya koyup içince sıtma hastalığından kurtulurlardı.
Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri diyor ki:
– Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleriyle Diyarbakır’dan dönerken bir köye uğradık. Orada bulunan köylülerden birisi Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretlerine gelerek:
– Efendim, hanımım ölüm döşeğinde hasta yatıyor. Ölürse çoluk çocuğum Öksüz kalır. Dua buyurun da hastalığından şifa bulsun, diye arz-ı meramda bulundu.
Bunun üzerine Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleri hastanın kulağına bazı şeyler okudu.
Köyden ayrılıp epey bir müddet gittikten sonra Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri birdenbire durdu:
– Eksik ettik Hayri! Kadıncağızın ömrü ziyâde oldu ama onun İçin rızık talebinde bulunmadık, Yaşar fakat rızık olarak hiç bir şeyden istifade edemez, dedi ve beni kadının kulağına bir şeyler okumam için köye geri yolladı.
Baba, ne okuyayım, diye sordum.
Aklına ne gelirse onu oku, dedi. Ben de gittim. Ya Rabbi, bu kadının rızkını temin buyur, diye dua ettim. Bir de şifâ ayeti okudum. Babanın yanına geldiğim zaman şöyle buyurdu:
İşte İş şimdi tamam oldu. Bundan böyle hem yaşar, hem de rızkından istifade eder.
Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleri diyor ki:
Bir gün Elazığ’a yayan gittim. Ayaklarım şişti. Bunu gören arkadaşlar:
Senin bu halin nedir, dediler. Ben de:
At üstünde gezmiş adamım. Bu şeyhte kuvve-i kudsiyye olmasa bu hale gelir miydin, derken Şeyh Hazretleri arkamdan seslendi:
Sen, seni mi geliyor sanıyorsun. Biz nazar ediyoruz da geliyorsun, dedi ve ilave etti:
Hanımlarınızı sevdiğiniz kadar bizi sevseniz, sizi Allah’a ulaştırırım…
EŞ-ŞEYH ES-SEYYİD HACI MUHAMMED BABA KÜRKÎ KADDESALLAHU SIRRUH HAZRETLERİNİN VEFATI
Hacı Muhammed Baba (k.s.)Hazretlerinin Türbe-i Saadetleri
Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh Hazretleri H.1348/M.1929 yılında dar-ı bekaya vuslat etmişlerdir. Kendinden sonra irşad makamına Hacı Mustafa Hayri Baba Malatyevi Kaddesallahu Sırruh hazretleri geçmiştir. Köğenk’te mürşidinin yanı basında bulunan nurlu kabirleri, ask ve muhabbet erbabının ziyaretgâhıdır. Ariflerin kâmillerinden ve Kadiriye’nin önde gelen mürşitlerinden olan Hacı Muhammed Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleri, Pir Abdûlkâdir Geylânî Kaddesallahu Sırruh hazretlerinin irfan bahçesinde yetişmiş bir gül-i rana idi. O da, mürşidi Hacı Ömer Hüdâî Baba Kaddesallahu Sırruh hazretleri gibi on iki tasavvuf yolundan da irşad makamını ahz etmişti. O’nu koklayan Allah âşıkları, nurlu meclislerine can atıp, O Hazretin hakikat kokusundan zevk almış ve sermest olmuşlardır. Kabirlerinin yanındaki kitabede;
“Saadetle gelen gelsin bu dergâh-ı refi’ sana
Maarif şem’ini yaksın, bu lazımdır her insana “
yazılıdır. Cenâbı Hak makamlarını daha da ali eyleyip himmet ve teveccühlerinden ayırmaya, amin!..
1-Miftahul irşad 1993
2-Makalat Ömer Necati 1986
3- Hacı Mustafa Hayri Baba Kaddesallahu Sırruh hazretlerinin Müridleriyle yapılan röportajlardan da yaralanılmıştır.