HAZRET-İ PEYGAMBER’İN EMSALSİZ BAŞARILARI

Hazret-i Peygamber Efendimiz, sahip olduğu yüksek vasıf ve tecelliler sayesinde yayılmasına muvaffak olduğu yüksek ve İlâhî din doğrultusunda hedef edindiği pek mukaddes gayeye erdi. Dünya tarihinde hiç kimseye nasib olmayan pek büyük başarılara kavuştu.

Evet… O yüce Peygamber, Hak Teâlâ’nın kitabını, beşeriyete maddî ve manevî mutluluk yollarını gösteren Kur’ân-ı Kerîm’i, o ebedî mucizeyi bütün insanlara tebliğ etti. Bütün hükümleri akla, hikmete, ihtiyaca uygun ve her asrın ihtiyacına fazlasıyla yetecek şeriatı, İslâmiyet’i yaymağa muvaffak oldu. Kendisine uyan insanları gerçek hürriyete kavuşturdu. İnsanlar arasında bir eşitlik kurdu. İnsanlık bakımından, hukuk bakımından, Yüce Allah’a kulluk bakımından insanlar arasında fark olmadığını ilân ederek zorbaların burunlarını kırdı. Hazret-i Peygamberin manevî huzurunda yerlere kapanarak kullukta bulunmak şerefinden bütün insanların aynı şekilde faydalanmaları gerektiğini bildirdi. Gerçek münevverliğin tam bir tevazu ile hakka boyun eğmek ve ibadetten, fazilet ve nezahet dairesinde yaşamaktan, diğer insanlara karşı üstünlük iddiasında bulunmaksızın kulluk görevini herkesle beraber aynı şekilde yerine getirmeğe çalışmaktan ibaret olduğunu ilân etti. Ölümlü, maddî bilgilere ve servetlere güvenerek ona buna karşı cahilâne bir gurura uyanların, Yüce Allah’ın fakir ve zayıf kulları ile beraber bulunarak kulluk görevini aynı şekilde yerine getirmekten kaçınanların münevver değil, mana bakımından karanlıklar içinde kalmış zavallı kimseler olduğunu açıkladı. Ruhlarında kabiliyet olan bahtiyar kimseler, onun bu yüksek beyanatını takdir ettiler, onun mutluluk hayatına can attılar, mutluluğa erdiler.

Hazret-i Peygamber, daha ahiret âlemine göçmeden Müslümanların sayısı bir milyonu geçmiş ve kendisi yüz yirmi bin Müslüman ile “Hacc-ı Ekber” eylemişti. Bugünkü gün, yeryüzündeki Müslümanların sayısı bir milyara yakın bulunmaktadır. Bu miktarın günden güne çoğalacağı da pek umulmaktadır.

Sonuç olarak, O kutsal peygamberin mübarek ismi, bin dört yüz seneden beridir ki, daima milyonlarca dilleri süsleyip durmaktadır. Yaymış olduğu kutsal İslâm dini de yüzlerce milyon insanın nezih ruhlarına hâkim bulunmaktadır. Artık çocukluk zamanları, meleklerin üstünde bir saflık ve nezahetle geçmiş, kırk yaşlarından itibaren peygamberlik ve Risâlet’e ulaşmakla cihanı karanlıktan aydınlığa çıkarmıştır. Altmış üç senelik mübarek hayatları bütün şeref ve kutsallık parıltıları ile çevrilmiş olan O büyük ve O en son şerefli peygambere ümmet olduğumuzdan dolayı ne kadar sevinsek, ne kadar öğünsek, Yüce Allah’a ne kadar şükretsek yine de azdır.

Ya İlâhî! Sen bizi, O kutsal peygamberin korumasından uzak düşürme. Sen O mübarek peygamberine ve diğer aziz peygamberlerine ve hepsinin muhterem soyuna ve ashabına nihayetsiz salât ve selâm buyur, âmin…

Ey Âlemlerin Rabbi! Hamd sana mahsustur…

KAYNAK: Büyük İslam İlmihali Ömer Nasuhi Bilmen