SA’İD BİN MÜBAREK ALİYYÜ’L-MAHZUMİYYÜ’L-BAĞDADİ RAHMETULLAHİ ALEYH HAZRETLERİNİN HAYATI

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh hazretleri, evliyanın ve bütün ilimlerde söz sahibi olan imamların büyüklerinden. Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib Radıyallahu anh Hazretleri’nin evladından olduğu için Seyyid’dir. Irak’ın Nehr-ül Melik kasabalarından biri olan Kaylaviye’de doğdu. Doğum tarihi kesin olarak belli değildir. Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri’nin lakabları “Mübarek Mahzumu”dur. İsimleri “Ebu Said el Mübarek” tir.

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri, Allah-ü Teâlâ Hazretleri’nin sıfatlarından bilgi sahibi kerametleri görülen bir zat idi. Doğduğu yerde zahiri ilimleri çeşitli âlimlerden öğrendi ve zamanının bir tanesi oldu.

SA’İD BİN MÜBAREK ALİYYÜ’L-MAHZUMİYYÜ’L-BAĞDADİ RAHMETULLAHİ ALEYH HAZRETLERİNİN TARİKATI TELKİN ALMASI

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri, evliyanın büyüklerinden olan Aliyyül Hakkâri Rahmetullahi aleyh Hazretleri’nin manevi sohbetlerine can attı ve kendini bu takva okuluna kaptırdı. Aliyyül Hakkâri Rahmetullahi aleyh Hazretleri’nin manevi sohbetlerinden çok istifade etti ve tarikatı telkin alıp çok kısa zamanda çok mesafeler kat etti ve takva okulunda nice susayanlara yol gösterdi. Yolda kalmışlara önderlik yapıp çok derviş yetiştirdi.

SA’İD BİN MÜBAREK ALİYYÜ’L-MAHZUMİYYÜ’L-BAĞDADİ RAHMETULLAHİ ALEYH HAZRETLERİNİN VEFATI

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri şu dünyaya gelişinin gayesini en güzel şekilde yerine getirmenin bahtiyarlığına erdi. Nihayet Hicret-i Nebeviyye’nin 557. (M. 1162) senesinde Irak’ın Nehr-ül Melik kasabasında dünyaya veda edip vefat etti. Yüce Allah Celle Celaluhü Hazretleri şefaatlerinden, al-i himmet ve nazarlarından ayırıp mahrum etmesin. (AMİN)

SA’İD BİN MÜBAREK ALİYYÜ’L-MAHZUMİYYÜ’L-BAĞDADİ RAHMETULLAHİ ALEYH HAZRETLERİNİN BAZI MENKIBELERİ

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri, Hızır Aleyhisselam ile görüşürdü. Aynı zamanda zamanının bir tanesi olan Arifler kutbu, gelmiş ve gelecek evliyanın baş tacı, kıyamete kadar veliler şahı olan Pir Abdûlkâdir-i Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretleri’nin üstadı idi. Gavs’ul Azam Abdûlkâdir-i Geylânî Kaddesallahu Sırruh hazretlerine çok hürmet eder ve edebli davranırdı ve derdi ki: “Abdûlkâdir-i Geylânî Kaddesallahu Sırruh benden bir hırka alıp giymiştir. Ben de O’ndan hırka alıp giydim. Biz, daima birbirimizden hırka alıp giyerdik.” buyurarak alçak gönüllülüğünü beyan eyledi.

……………………………………

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri hayatının tamamını takva ve tasavvuf yoluna adadı. Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri bir gün konuşmasını tarikatın yüksek dereceleri üzerine yapmıştı. Sohbetinde bulunanlar O’nun bu konuşmasını tam anlayamadılar ve itirazlarda bulundular. Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri izin isteyip bir ilâhi okudu. Bu ilâhiyi dinleyen Pir Abdûlkâdir-i Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretleri oturduğu yerde birden vecde (cezbeye) gelip Allah-ü Teâlâ Hazretleri’nin izniyle havada uçmaya başladı. Orada oturanlar hayretler içinde kaldılar ve arkasından gittiler. Seyyid Abdûlkâdir-i Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretleri’ni medresede buldular.

……………………………………

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri bir gün abdest alacaktı. Dervişlerinden Ebü’l Hasen Ali el Küreşi Rahmetullahi aleyh hazretleri kendisine ibrik götürüyordu. İbrik birden elinden düşüp parçalandı. Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri çok telaşlanan dervişine şefkatle bakarak, yerdeki ibriğin parçasını eline alır almaz, diğer parçaları ona yapışmış gördüler. Hatta içi su ile dolu idi.

……………………………………

Yine bir defasında kıra gitti. Öğle vakti olduğunda Kıbleye yönelerek Ezan okumaya başladı. “Allahü ekber” dediğinde, tekbirin heybetinden yer sarsıldı.

……………………………………

Bir gün Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri’nin huzuruna iki sandık getirdiler. O sırada dervişlerine ders veriyordu. Sözünü yarıda kesip gelenlere: “Sizler Eshab-ı Kiram’a dil uzatan, haklarında kötü sözler söyleyen kimselersiniz. Bu sandığın içindekilerle beni imtihan etmek için geldiniz.” dedi. Kürsüden inip sandıkların yanına geldi. Birinin kapağını açtığında içinde bir çocuğun oturmakta olduğu görüldü. Çocuğun elinden tutup: “Kalk! Deyince çocuk içinden fırlayıp dışarıda koşmaya başladı. Diğer sandığın ağzını açtığında onunda içinde bir çocuğun olduğu görüldü. O çocuğun alnına parmağını dokundurup “topal ol” dedi. Çocuk dışarı çıktığında topallayarak yürüdüğü görüldü. Çocuğu getirenler hayretler içinde dona kaldılar. Çünkü önceki sepete topal bir çocuk diğerine de sağlam bir çocuk koymuşlardı. Topal olan çocuk sağlam, sağlam olan da topal olmuştu. Onlar bu hali görünce derhal tevbe ettiler ve dediler ki: “Yemin ederiz ki, bu çocukların durumlarını Allah-ü Teâlâ Hazretleri’nden başka kimse bilmiyordu.”

……………………………………

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri’nin dualarını Cenab-ı Hak Celle Celaluhü Hazretleri kabul eylerdi. Çok hasta olan bir kimseyi ziyaret etse hasta sıhhate kavuşur iyileşirdi. Bir kimseye şefkatle baksa o şahıs kötü ahlaklı bile olsa Salih bir Müslüman olurdu. Vefatı anında oğlu Said: “Babacığım, bana vasiyet eder misin?” dedi. O da oğluna: “Evladım! Abdûlkâdir-i Geylânî’ye karşı çok hürmetli ol.” buyurdu. Orada bulunan âlimlerden Muhammed El Medini Rahmetullahi aleyh hazretleri: “Ey Efendim! Abdûlkâdir-i Geylânî Kaddesallahu Sırruh Hazretleri’nin halinden bize anlatır mısınız?” dedi. O da: “O bu zamandaki evliyanın çiçeğidir. Yeryüzündeki insanların Allah-ü Teâlâ Hazretleri’ne en yakın ve O’na en sevimli olanıdır.” buyurdu.

……………………………………

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri buyurdu ki: “Velinin kalbinde dünya malına karşı hiçbir muhabbet olmamalı, kalbi bütün kötü huylardan temizlenmelidir, hiç kimse ile münakaşa etmemeli, herkesle hoş geçinmelidir. Elinde olanları muhtaçlara verip, onlara hizmeti ganimet bilmelidir.”1

……………………………………

Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh Hazretleri bir gün çölde kaldığını, acıktığını anlatıyor. “Nefsim beni Allah Celle Celaluhü Hazretleri’nden yemek istemeye teşvik etti. Ona şöyle dedim: ‘Ey nefis, bu hal tevekkül sahiplerinin edebine uymaz.’ Bunun üzerine bana şöyle dedi: ‘Öyle ise O’ndan sabır iste.’ Bu aklıma yattı. Yapmak istedim, bunun üzerine şiir halinde bana: ‘O bilmiyor mu ki biz ondan daha yakınız. Muhakkak bize geleni yolda bırakmayız. Ebu Said el Mübarek Mahzumiyyü’l-Bağdadi Rahmetullahi aleyh sabır edinmeyi arzuluyor, sanki yaratan onu ne görüyor ne biliyor.’ dendi.”2

1-İslam Ansiklopedisi 6.C. S.215

2-Onların Alemi S.192

www.gavsulazam.de internet sitesinden de yararlanılmıştır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir